Kavbet, İslami gelenekler arasında Sünnete uyulması için önemli kavramlardan biridir. Bu terim, her türlü inancın temelinde yatan ortak noktaları belirtmek için kullanılmıştır ve sağlam bir yaşam tarzını desteklemek için çeşitli ahlak kurallarını vurgulamaktadır.
Kavbetin tarihçesi, Kuran’a dayanmaktadır. Kuran’da İslami günahlardan nefret edilmesi ve bu günahlara sert bir biçimde karşı çıkılması emredilmiştir. Bu sert şartlar doğal olarak, İslam aleminin önemli unsurlarından biri haline gelmiştir. Kavbetin kökeni, özgürlük yolunda savaşan Hz. Muhammed’oğullarının eylemini takip eder. Peygamber Efendimiz çeşitli yöntemlerle, insanların bu çağdaş ahlaki değerlere uymalarını sağlamaya çalışmıştır.
Şimdiye kadar, Kavbetin farklı anlamları oldukça göz önünde bulundurulmuştur. Bazı İslam alimleri, Kavbetin sadece zorlu ahlaki standartlar yerine getirmekten ibaret olduğunu savunmaktadırlar. Bununla birlikte, diğer İslam alimleri Kavbetin, hem özgürlük hem de cesaret ve cesaretin getirdiği özgürlük arasında olumlu bir dengeyi bulmak olarak tanımlayabilir. Kavbetin, İslam ülkelerinin toplumları tarafından kabul görmüş olması, İslam dünyasındaki kültürün çeşitli şekilleri arasında tek ve önemli bir adalet iletişimi olarak kabul edilmektedir.
Kavbetin, İslami geleneklerde önemi büyük olduğu kadar küresel düzlemde de önem kazanmaktadır. Kavbeti küresel ölçekte toplumsal adalete desteklemek amacıyla kullanmak isteyen İslam alimleri, Kavbetin kurallarını hayatlarına tam olarak uygulayarak insanlara tüm derecede hak edebilecekleri eşitliği sağlayan bir sistem olarak tanımlayarak çeşitli ülkelerdeki İslami alanlara da yaymaktadır.